Aman Omer Deniz hazir uyuyorken....
Aman hazir Omer Deniz uyuyorken bir kac sey yazayim istedim. Ki biliyorum, ne zamandir hep fotograflarla gecistiriyorum hayatimizda su bir yilda olanlari. Hepsini bir yazida ozetlemek imkansiz ama diyorum ya bir kac sey yazayim istiyorum. Bir seferde bitirebilir miyim soylemek istediklerimi, bilmiyorum. Omer Deniz her an uyanabilir :))
Oncelikle hep paylasmak istedigim sey, " anne olmak bende ne degistirdi?" idi. Neler yasadim bir yilda? Hamileligin aslinda beni bekleyen anne olmak kavramina bir adim yaklastirmadigini gordum birkere. Bu noktada hemen sunu belirtmeliyim, cocuk evlat edinmek cok mantikli geliyor artik bana, biyolojik anne baba olmakla, gercek anlamda anne-baba olmak iki farkli sey. Bir insani buyutmek. Hastaligini, mutlulugunu gormek bunlar yasarken oluyor. Ayni kandan olmasi hicbir anlam ifade etmiyor. Ona gecirdiginiz genler de. Hersey kucaginiza aldiktan sonra basliyor. Uc aylik bir bebegi ya da uc yasindaki bir cocugu farketmiyor. Annelik iste o andan sonra basliyor.
Bir diger nokta, benim insanlara bakisim artik cok degisti. Anne olarak bakiyorum ben artik insanlara. Birinin uzuldugunu, kizdigini gordugumde anne sefkatim kabariyor. Ya da birine kizdiysam cocugumu azarlar gibi azarlamaya kalkiyorum. Sanki ben simdi bu sanati icra ettigim icin bana bu hak taninmis gibi. :)) Elimde degil ama gercekten.
Mesela metroda okula ya da ise giderken, az once Omer Deniz'e bye bye demisim. Boyle biraz rahatlamak, bos bos etrafa bakmak nasilda guzel diye dusunuyorum metroda giderken sonra karsimda oturanlardan birinin yuzu takiliyor gozume, himmm bu insan kucukken cok guzel bir bebek olsa gerek, burnu, gozleri, dudaklari asagi yukari bebekliginin nasil olabilecegini soyluyor bana. Sonra daha da genisletiyorum dusuncemi nasil bir bebekti acaba, geceleri uyur muydu, annesiyle nasildi, yemek yer miydi, gaz cikarir miydi. Himm cocuklugu mutlu gecti mi acaba, insallah buyuk travmalar yasamamistir. .....vs... vs.. vs.... sonra bunlari dusunurken yakaladigimda kendimi guluyorum. Elimde degil. Anne olmak boyle birseymis iste. Belki anneligimin ilk seneleri belki sonra anne olma fikrine cok alisacagim ve bunlari dusunmeyecegim ama simdilik kafami mesgul eden binlerce seyden biri bu.
SEFKAT
Sefkat hayatiniza giren en onemli duygu anne olduktan sonra. ( Babalar icin de ayni sey gecerli ama tabi bununla ilgili Mehmet'in yazmasi gerekir.) Emzirirken kafasini gogsunuze gommesi kalbiniz disari firlayacakmis gibi mutluluktan, sefkatten kabariyor. Bir yeri acidiginda, hemsire igne yaparken, uykusu geldigi icin agladiginda, neredeyse siz de agliyorsunuz. Ama neredeyse cunku annesiniz ya guclu, taakatli olmak zorundasiniz yoksa ileriki yillarda hayat bebeginize aci yuzunu gosterdiginde nasil guclu olup ona destek cikacaksiniz, simdiden once aglayan bebeginizi susturmaniz gerekiyor. Sizin gozyaslariniz icinizde kalmali, goz bebeklerinizin otesine gecmemeli.
SABIR
Gunlerce atesli yatip, halsiz kaldiginda ya da dusup sisirdigi yuzunun inmesini beklerken ihtiyaciniz olan sey sabir. Sabir, sabir, sabir....
La havle vela kuvvete illa billa aliyul azim. Cok soyledim bunu, tekrar tekrar, annemden duyardim hep, sinirlendigi zaman kotu bir soz soylememek icin tekrarlardi. E ben de Omer Deniz'e sinirlenmiyor muyum, sabrim tasmiyor mu, insanim degil mi, zaten tokat gibi yuzume vurulan sey, " hey, insansin sey, yetisemeyecegin, uzanamayacagin noktalar varmis hayatta, bak sabrin tasiyor, bak kotu de davranabiliyorsun bebegine ama elinden geleni yapiyor muyum? Zor olani bayarmaya calisiyor muyum? Evet, evet , evet defalarca evet.
Omer Deniz uyandi...devam edecegim insallah...
No comments:
Post a Comment