Soğuk bir kış günü bir fincan sıcak çikolatalı süt tadında... A taste of chocolate milk in a very cold winter day...
Saturday, December 30, 2006
Nice guzel bayramlara!
Herkese mutlu, mutlu bayramlar diliyoruz.
Guzel kavurmalari bizim icin de yiyin ama uzulmeyin biz de burada yiyecegiz. Bayramdan sonra gorusuruz.
Bir diktator olup, halkina zulmetse bile, adil olmayanlarin ona adalet uygulamalari en buyuk ayiplardan biri bence...
Saddam'in asildigi goruntuleri bugun gazetelerde, internet sayfalarindaydi. Mehmet'le birlikte goruntuleri buyuk bir dehsetle izledik. Aklimdan hep gecirdigim sey su oldu; Saddam adaletsiz bir liderdi ama ona bicilen ceza da adaletsizler tarafindan geldi. Bir insanin hayatina hicbir zaman baska bir insan son vermemeli, direk yada dolayi,bunu dusunuyorum.
Bakmisim yillar gecmis ama ben hala...
Her yil sonunda bir sonraki yilin guzel olmasi umutlariyla bitirilir yil. Hani Sertab der ya, '' yeni bir ask, yeni bir is, yine gulecek bi neden lazim, yeni bir hayat gerisi bayat, kendime yeni bi neden lazim.'' :)))
Birileri icin her dakka var olup, birileri icin her dakka yok olan hayata baglanmak icin aradigimiz nedenlerdir bizi hep yeni yillara umutla baglayan. Mutluluktur, huzurdur, heyecanlar, planlar, oyle olursa boyle olurlar ve sonunda aslinda hep kaderde ne varsa onu yasarizlar...ne gelirse gelsin basimiza baglandigimiz koklerin saglamligidir bizi yeni umutlara sevkeden. Biz iste o yuzden hep umudu, umud etmeyi seven insanlariz.
2007 icin de ben umutlarimi taze tutuyorum, herkesinde oyle yaptigini dusunuyorum.
Millet hepinize MUTLU YILLAR diliyorum, kendim ve biricik esim Mehmet adina.
Birileri icin her dakka var olup, birileri icin her dakka yok olan hayata baglanmak icin aradigimiz nedenlerdir bizi hep yeni yillara umutla baglayan. Mutluluktur, huzurdur, heyecanlar, planlar, oyle olursa boyle olurlar ve sonunda aslinda hep kaderde ne varsa onu yasarizlar...ne gelirse gelsin basimiza baglandigimiz koklerin saglamligidir bizi yeni umutlara sevkeden. Biz iste o yuzden hep umudu, umud etmeyi seven insanlariz.
2007 icin de ben umutlarimi taze tutuyorum, herkesinde oyle yaptigini dusunuyorum.
Millet hepinize MUTLU YILLAR diliyorum, kendim ve biricik esim Mehmet adina.
Thursday, December 28, 2006
Soyle bir dusunmustum!
31 KASIM 2006, SOGUK EVIM , NEW JERSEY
BEN BIR SEY OLMAK ISTIYORUM , MUMKUN MU?
RUZGARDA UCUSAN SARARMIS YAPRAK OLMAK ISTIYORUM, TOPRAGA YAPISIP BIR YERDE UZERIM KAPANSIN,
YADA BIR SEHIR OLMAK ISTIYORUM, UNUTULMUS, TERKEDILMIS, ENDISE EDECEK BIRSEYI KALMAMIS ,
BEN PLASTIK BIR MANKEN OLMAK ISTIYORUM, UZERIME GIYDIRILEN GUZEL GIYISILERIN, VUCUDUMUN NE KADAR MUKEMMEL YAPILDIGININ FARKINDA OLMAMAK ISTIYORUM.
ASLINDA BEN BIR KEDI OLMAK ISTIYORUM. SAHIBIMIN VERDIGI YEMEGI YIYIP, GUZEL KOSEMDE UYUYUP, TEK SIKINTIMIN OYNAMAK OLDUGUNU BILE BILMEYECEK KADAR FARKINDA OLMAMAK ISTIYORUM
GECENIN BIR YARISI SOKAKTA UYUYAN EVSIZ OLMAK, BATTANIYEME SIKI SIKI SARILIP, SOKULMAK, KAYBETTIKLERIMI, KAZANACAKLARIMI DUSUNMEMEK ISTIYORUM..
IZLEYIN!
The Wounds filmiyle ilgili daha once hicbirsey duymamistim ama kutuphanede tanistigim birinin tavsiyesi uzerine aldim, iyide etmisim diyebilirim. Cok profesyonelce olmamakla birlikte Transporting ve Scarface karisimi bir film ama icine bir de dogu avrupa ulkelerine ait stil girmis . Zaten Bosna savasi sirasinda geciyor film.Tavsiye ediyorum, izleyin.
Children Of Heaven; bu film bana yonetmenine artik tam not vermem gerektigini kanitladi. Iran'li Majid Majidi'nin daha once de The Color of Paradise'i seyretmistim. Filmde bende iz birakan bir sahne oldu. Yasli kadinin olmekten kurtardigi kucuk sazan baligini suya birakisi,sahnedeki duruluk, masumiyet, zaten Majidi'nin iki filminde de en guzel verilen duygu Masumiyet. Son izledigim filminde de benzer temalar kullanilmisti duru su, balik ve insan uclusu. Bu filmi izlemenizi israrla tavsiye ediyorum. Masumiyet ve sevgi cok basit dillerle bu kadar guzel anlatilabilir.
BEN BIR SEY OLMAK ISTIYORUM , MUMKUN MU?
RUZGARDA UCUSAN SARARMIS YAPRAK OLMAK ISTIYORUM, TOPRAGA YAPISIP BIR YERDE UZERIM KAPANSIN,
YADA BIR SEHIR OLMAK ISTIYORUM, UNUTULMUS, TERKEDILMIS, ENDISE EDECEK BIRSEYI KALMAMIS ,
BEN PLASTIK BIR MANKEN OLMAK ISTIYORUM, UZERIME GIYDIRILEN GUZEL GIYISILERIN, VUCUDUMUN NE KADAR MUKEMMEL YAPILDIGININ FARKINDA OLMAMAK ISTIYORUM.
ASLINDA BEN BIR KEDI OLMAK ISTIYORUM. SAHIBIMIN VERDIGI YEMEGI YIYIP, GUZEL KOSEMDE UYUYUP, TEK SIKINTIMIN OYNAMAK OLDUGUNU BILE BILMEYECEK KADAR FARKINDA OLMAMAK ISTIYORUM
GECENIN BIR YARISI SOKAKTA UYUYAN EVSIZ OLMAK, BATTANIYEME SIKI SIKI SARILIP, SOKULMAK, KAYBETTIKLERIMI, KAZANACAKLARIMI DUSUNMEMEK ISTIYORUM..
IZLEYIN!
The Wounds filmiyle ilgili daha once hicbirsey duymamistim ama kutuphanede tanistigim birinin tavsiyesi uzerine aldim, iyide etmisim diyebilirim. Cok profesyonelce olmamakla birlikte Transporting ve Scarface karisimi bir film ama icine bir de dogu avrupa ulkelerine ait stil girmis . Zaten Bosna savasi sirasinda geciyor film.Tavsiye ediyorum, izleyin.
Children Of Heaven; bu film bana yonetmenine artik tam not vermem gerektigini kanitladi. Iran'li Majid Majidi'nin daha once de The Color of Paradise'i seyretmistim. Filmde bende iz birakan bir sahne oldu. Yasli kadinin olmekten kurtardigi kucuk sazan baligini suya birakisi,sahnedeki duruluk, masumiyet, zaten Majidi'nin iki filminde de en guzel verilen duygu Masumiyet. Son izledigim filminde de benzer temalar kullanilmisti duru su, balik ve insan uclusu. Bu filmi izlemenizi israrla tavsiye ediyorum. Masumiyet ve sevgi cok basit dillerle bu kadar guzel anlatilabilir.
Monday, December 18, 2006
Nihayet evimdeyim, kedicim kucagimda mirildaniyor, bense yaziyorum...
En son yazimi kutuphanede yazmistim. Meger Nesli bekliyormus hergun bloguma bakiyormus yeni birseyler var mi diye, birkac kisi daha soyledi hergun bakiyorum yeni birsey eklemis misin diye, hosuma gitmedi degil.
Neyse, iste o gun bugun, bohcamdaki butun yeni ipek kumaslarimi size sunuyorum. Hangisini severseniz sizindir, size kalmis begenmek azizim... :)) Artik uzerinize kirmizi mi gecirirsiniz, siyah mi, mavi mi? Ha renklerden bahsetmisken Eflatun Coraplarimi da unutmayayim ama, o ayri bir hikaye anlatacagim.
Oncelikle en son yazimdan sonra ne oldu herkes asagi yukari biliyor, tasindim. Tasinmak zor degildi de tasindiktan sonraki duzensizlikler bizi de duzensiz etti. Bugunlerde biraz daha toparlanmis durumdayiz, daha iyi olacak diye umuyoruz.
ONEMLI OLAYLAR!
O gunden bugune onemi olan birkac seyi yazayim. Papa Turkiye'yi ziyaret etti...burada da cok yakindan takip edildi. Venezuela Baskani Chavez tekrar baskanlik secimini kazandi, nasil kazandi mechul. Neslihan Yasdiman Paris'e haftasonu icin ziyarette bulundu, bu olay Amerika'dan da yakindan takip edildi. Amerika'daki en taninmis turklerden biri Ahmet Ertegun vefat etti, Amerika'daki butun gazeteler yazdi. Necla Polat'in TOEFL sinav sonucu aciklamasi yaklasik iki hafta ertelendi, kendisi ogrenemedigi icin hala merakla bekliyor.
Gecenlerde yasadigim birseyi anlatayim. Oglenden sonra okula giderken otobuste bir gece once isten donerken aldigim ELLE dergisini okuyordum. Sayfalari karistirirken bir de ne goreyim Elif Safak'in The Bastard of Istanbul kitabiyla ilgili bir yazi. Yazida Safak'in yazarlik kariyerinden bahsediyordu biraz, tabi kitabla ilgili olarak Turkluge hakaret etme olaylariyla ilgili kisimlardan da bahsediliyordu. Sonra otobusten indim, 7. avenuya adimimi attim elime sikistirilan Daily News gazetesinde baska bir turkle iligli ikinci sayfadan verilmis bir haber, Ahmet Ertegun vefat etmis. Bir gunde iki turkle ilgili Amerikan dergi ve gazetelerinden haber okudum, ilginc oldu.
NESLI PARIS'TE
Neslihan Paris'e gider, cok guzel vakit gecirir, geri doner, fotograflarini da Necla'ya gonderir. Nasil mutlu geliyordu sesi dondukten sonra konusmustuk birazcik nette. Ayrintilari almayi merakla bekliyordum sonra fotograflari gordum. Amélie Poulain'in sevgilisine oynadigi kucuk oyunlardan birini gerceklestirdigi o yer, yukariya dogru cikilan merdivenlerden sonra 'heykel'in parmaginin ucunun gosterdigi yere degil de heykele bakan aptaldir' repliginin soylendigi yerden gorunen meydanda cekilmis fotograflari gorunce ah dedim ben de gormek istiyorum. Guzel vakit gecirmesi beni de cok mutlu etti.
NONSTOP FASHION IN NEW YORK CITY
Gecen haftalarda okuldayim, Mehmet aradi seni disarida bekliyorum, birlikte eve doneriz die. O aksam eve geldik. Mehmet herzamanki gibi o gun cektigi fotograflari bilgisayara yuklerken gordum bu fotograflari. Nasil dedim ya. Her sokaginda ayri birseyler oluyor bu sehrin. Bir gun bakarsinki Denzil Washington 23. caddede film cekiyor, bi gun bakiyorsun top modellerden biri 8.avenue da caddenin ortasina gecmis fotografciya poz veriyor yada 54. cadde Starbuck's cafede Sex and The City dizisinin meshur Mr. Big'ini goruyorsunuz. Kolunun altina New York Times ini koymus, kahvesini almaya giriyor. Bu sehirdeki her kare Amerikan filmlerinden cikmis durumda. Fotografa bayildim, Mehmet'in ellerine saglik diyorum.
THANKSGIVING VE NIHAYET XMAS CILGINLIGI!
Aman dikkat diyorum, kalabaliklarda ezilmeyelim. Nasil bir cilginliktir bu?
Ingiltere'de iki ay onceden Neslihan bahsetmeye baslamisti, burada alisverise basladi herkes alisveris yapiyor diye ama, benim firsatim olmamisti bahsetmeye, keza simdilerde kalabaliklar, alisveris en yuksek seviyede. Amerika'da Thanksgiving-Sukran Gunu ile basladi bu cilginlik; Herkes bir maratonda sanki, caddeler daha bi kalabalik, turist sayisi daha da fazla, magazalar daha renkli. Mayc's sukran gunu festivali olmustu. Herkes caddelere dokuldu izlemek icin, ben cok heyecanla beklerken sonra bir anda gitmekten vazgectim. Bir magazanin tekelindeki, ortak bir hevesin urunu olmayan bir festivale gitmeyecegim dedim ve gitmedim. Cok seyde kacirmadim die dusunuyorum ama Mehmet gittti. Geri dondugunde hic memnun kalmamisti, yagmur deli gibi yagmisti ve sudan cikmis baliga donmustu. Istedigi gibi calisamamis, polislerin arasinda sikisip kalmisti. Cektigi fotograflari gordukten sonra bende gitmis kadar oldum ustelik usuyup, islanmadan :))
Bugunlerde sehrin merkezi kendi basina bir alisveris merkezi gorunumunde. Londra'nin isil isil fotograflarini Nesli'nin blogundan gordum. New York'da da gelenek haline gelen suslemelerden biri Rockfeller Center'in onune kurulan devasa cam agaci. Memo hic beklemeden ilk gununden gidip biraz calismis. Fotograflardan harika gorunuyor. Xmas ile ilgili baska bir not da dusemek istiyorum, herkesin elinde Mayc's posetlerini gormekten bikmis durumdayim. Magaza sanki geleneksel Xmas alisveris merkezi anacim. Herkes oraya girip cikiyor. Turistler sokakda yururken beni durdurup sanki Washington Parkina nasil gidebiliriz diye sorar gibi Mayc's e nasil gidebiliriz diye soruyorlar. Calistigim restorantta bu alisveris ve turist bollugundan nasibini aliyor sugunlerde, bu vesile ile bende tabi. Yeni yil a kadar devam edicek bu tempo sonrasinda durulacak zannediyorum.
Neyse, iste o gun bugun, bohcamdaki butun yeni ipek kumaslarimi size sunuyorum. Hangisini severseniz sizindir, size kalmis begenmek azizim... :)) Artik uzerinize kirmizi mi gecirirsiniz, siyah mi, mavi mi? Ha renklerden bahsetmisken Eflatun Coraplarimi da unutmayayim ama, o ayri bir hikaye anlatacagim.
Oncelikle en son yazimdan sonra ne oldu herkes asagi yukari biliyor, tasindim. Tasinmak zor degildi de tasindiktan sonraki duzensizlikler bizi de duzensiz etti. Bugunlerde biraz daha toparlanmis durumdayiz, daha iyi olacak diye umuyoruz.
ONEMLI OLAYLAR!
O gunden bugune onemi olan birkac seyi yazayim. Papa Turkiye'yi ziyaret etti...burada da cok yakindan takip edildi. Venezuela Baskani Chavez tekrar baskanlik secimini kazandi, nasil kazandi mechul. Neslihan Yasdiman Paris'e haftasonu icin ziyarette bulundu, bu olay Amerika'dan da yakindan takip edildi. Amerika'daki en taninmis turklerden biri Ahmet Ertegun vefat etti, Amerika'daki butun gazeteler yazdi. Necla Polat'in TOEFL sinav sonucu aciklamasi yaklasik iki hafta ertelendi, kendisi ogrenemedigi icin hala merakla bekliyor.
Gecenlerde yasadigim birseyi anlatayim. Oglenden sonra okula giderken otobuste bir gece once isten donerken aldigim ELLE dergisini okuyordum. Sayfalari karistirirken bir de ne goreyim Elif Safak'in The Bastard of Istanbul kitabiyla ilgili bir yazi. Yazida Safak'in yazarlik kariyerinden bahsediyordu biraz, tabi kitabla ilgili olarak Turkluge hakaret etme olaylariyla ilgili kisimlardan da bahsediliyordu. Sonra otobusten indim, 7. avenuya adimimi attim elime sikistirilan Daily News gazetesinde baska bir turkle iligli ikinci sayfadan verilmis bir haber, Ahmet Ertegun vefat etmis. Bir gunde iki turkle ilgili Amerikan dergi ve gazetelerinden haber okudum, ilginc oldu.
NESLI PARIS'TE
Neslihan Paris'e gider, cok guzel vakit gecirir, geri doner, fotograflarini da Necla'ya gonderir. Nasil mutlu geliyordu sesi dondukten sonra konusmustuk birazcik nette. Ayrintilari almayi merakla bekliyordum sonra fotograflari gordum. Amélie Poulain'in sevgilisine oynadigi kucuk oyunlardan birini gerceklestirdigi o yer, yukariya dogru cikilan merdivenlerden sonra 'heykel'in parmaginin ucunun gosterdigi yere degil de heykele bakan aptaldir' repliginin soylendigi yerden gorunen meydanda cekilmis fotograflari gorunce ah dedim ben de gormek istiyorum. Guzel vakit gecirmesi beni de cok mutlu etti.
NONSTOP FASHION IN NEW YORK CITY
Gecen haftalarda okuldayim, Mehmet aradi seni disarida bekliyorum, birlikte eve doneriz die. O aksam eve geldik. Mehmet herzamanki gibi o gun cektigi fotograflari bilgisayara yuklerken gordum bu fotograflari. Nasil dedim ya. Her sokaginda ayri birseyler oluyor bu sehrin. Bir gun bakarsinki Denzil Washington 23. caddede film cekiyor, bi gun bakiyorsun top modellerden biri 8.avenue da caddenin ortasina gecmis fotografciya poz veriyor yada 54. cadde Starbuck's cafede Sex and The City dizisinin meshur Mr. Big'ini goruyorsunuz. Kolunun altina New York Times ini koymus, kahvesini almaya giriyor. Bu sehirdeki her kare Amerikan filmlerinden cikmis durumda. Fotografa bayildim, Mehmet'in ellerine saglik diyorum.
THANKSGIVING VE NIHAYET XMAS CILGINLIGI!
Aman dikkat diyorum, kalabaliklarda ezilmeyelim. Nasil bir cilginliktir bu?
Ingiltere'de iki ay onceden Neslihan bahsetmeye baslamisti, burada alisverise basladi herkes alisveris yapiyor diye ama, benim firsatim olmamisti bahsetmeye, keza simdilerde kalabaliklar, alisveris en yuksek seviyede. Amerika'da Thanksgiving-Sukran Gunu ile basladi bu cilginlik; Herkes bir maratonda sanki, caddeler daha bi kalabalik, turist sayisi daha da fazla, magazalar daha renkli. Mayc's sukran gunu festivali olmustu. Herkes caddelere dokuldu izlemek icin, ben cok heyecanla beklerken sonra bir anda gitmekten vazgectim. Bir magazanin tekelindeki, ortak bir hevesin urunu olmayan bir festivale gitmeyecegim dedim ve gitmedim. Cok seyde kacirmadim die dusunuyorum ama Mehmet gittti. Geri dondugunde hic memnun kalmamisti, yagmur deli gibi yagmisti ve sudan cikmis baliga donmustu. Istedigi gibi calisamamis, polislerin arasinda sikisip kalmisti. Cektigi fotograflari gordukten sonra bende gitmis kadar oldum ustelik usuyup, islanmadan :))
Bugunlerde sehrin merkezi kendi basina bir alisveris merkezi gorunumunde. Londra'nin isil isil fotograflarini Nesli'nin blogundan gordum. New York'da da gelenek haline gelen suslemelerden biri Rockfeller Center'in onune kurulan devasa cam agaci. Memo hic beklemeden ilk gununden gidip biraz calismis. Fotograflardan harika gorunuyor. Xmas ile ilgili baska bir not da dusemek istiyorum, herkesin elinde Mayc's posetlerini gormekten bikmis durumdayim. Magaza sanki geleneksel Xmas alisveris merkezi anacim. Herkes oraya girip cikiyor. Turistler sokakda yururken beni durdurup sanki Washington Parkina nasil gidebiliriz diye sorar gibi Mayc's e nasil gidebiliriz diye soruyorlar. Calistigim restorantta bu alisveris ve turist bollugundan nasibini aliyor sugunlerde, bu vesile ile bende tabi. Yeni yil a kadar devam edicek bu tempo sonrasinda durulacak zannediyorum.
Friday, December 15, 2006
Uzak kaldim, uzgunum :(
Yaklasik bir aydir yazamiyorum. Nasil icimde kaliyor anlatamam. Su an bu yazimi da Lyndhurst Kutuphanesinden yaziyorum.
Hersey her zaman yolunda gitmiyor iste. Uzun zamandir zevk alarak yaptigimi dusundugum seyden uzak kalmak cok kotu. Insallah yakinda sonlanacak ama, hala evimden, sandalyemde oturup, kedim kucagimda mirildanirken, bir bardak sicak cayimdan yudumlarken yazamiyorum yazilarimi :(
Yazdiklarim bilgisayarimda, yazacaklarimsa kafamda birikmis durumda. En kisa zamanda yerlerine oturacaklar...
Subscribe to:
Posts (Atom)